top of page
Ayasofya: Bizans ve Osmanlı'nın Kutsal Mirası
Ayasofya Kilisesi,Camii,Müzesi İsmi ne olursa olsun ,ne anlam ifade ettiğini anlamak için ilk önce tarihini bilmek gerekir.
Ayasofya, İstanbul'da yapılmış en büyük Bizans kilisesidir. Aynı yerde üç kez inşa edilen kilise, dünyanın en eski ve en hızlı tamamlanmış katedralidir.M.S 532-537 tarihleri arasında Doğu Roma İmparatoru (Bizans İmparatoru) I.Jüstinten tarafından İstanbul'un Avrupa yarım adasında eski roma mimarisi (Bazilika) planlı inşa edilmiştir.Ortodoks Aleminin merkezi olan şehrin en önemli kilisesi olarak varlığını sürdürmüştür.Osmanlı İmparatorluğu'nun yedinci padişahı Fatih Sultan Mehmet Han'ın 29 Mayıs 1453 'te İstanbul'u fethiyle Türk Geleneklerinin gerektirdiği şekilde Camii'ye çevrilmiştir.(Türk Geleneklerinde Gayr-i Müslim halkın en büyük ibadethanesi Camiiye çevrilir diğer yapılara dokunulmaz.)Türkiye Cumhuriyeti Cumhuriyet Halk Partisi Hükümüteti ve bakanlar kurulu kararıyla ("24/Teşrinisâni 1934 tarih ve 2/1589" ) Camii müzeye çevrilmiştir.
Türk-İslam Tarihi Açısından Ayasofya'nın Önemi
İstanbul'un fethiyle beraber Doğu Roma İmparatorluğu (Bizans) tarih sahnesinden silinmiş,sultan II.Mehmed "Fatih" ismini almış ve İslam PeygamberiHz. Muhammed (S.A.V) hadisindeki onura erişmiştir.Osmanlı artık bir İmparatorluk olmuştur.ve Müslümanların Hıristiyan alemine karşı en büyük zaferi gerçekleşmiştir.









Özel Fener Rum Ortodoks Patrikhanesi
Üç dinin buluşma noktası İstanbul'un, Ortodoks Hristiyanları için çok özel bir önemi var. Tarihi Yarımada’da yer alan Fener Rum Patrikhanesi, Ortodoks mezhebinin merkezidir.
Patrikhaneye üçlü bir kapıdan giriliyor. Basamaklardan yukarı doğru çıkıldığında karşılaşılan ana kapı kapalı tutulduğu için hemen soldaki kapı kullanılarak Aya Yorgi Kilisesi’ne geçiliyor.
Kilisenin ana ibadet mekânı 12 havariyi ifade eden ve üzerinde havarilerin tasvirleri bulunan 12 sütun üzerine inşa edilmiş. Çeşitli kiliselerde bulunan taşınabilir üç mozaik ikon da burada yer alıyor. Bu ikonlardan dünyada sadece on ya da on beş tane bulunuyor. İkonalardaki etkileyici tahta oymacılığı (ikonostasion) için iki ustanın kırk yıl çalıştığı rivayet ediliyor.
Kilisenin sağ tarafındaki demir kaplamadan görülen sütun parçasında bulunan bir delik nedeniyle bunun İsa'nın gerildiği çarmıh olduğuna inanılıyor.



Fatih Camii
İstanbul’un fethinden sonra inşa edilen ilk yapılar topluluğudur.
Banisi Fatih Sultan Mehmet 1462 – 1470 yılları arasında mimar Sinanüddin Yusuf bin Abdullah’a yaptırılmıştır. Külliye olarak tasarlanan yapıda 16 tane medrese, darüşşifa, tabhane, aşevi, kütüphane, hamam ve cami bulunur. Yapının inşasında şeçilen alanın önemü büyüktür. Bizans döneminde burada Hagioi Apostoloi Kilisesi’nin olduğu bilinir. Külliyenin inşası içinde bu noktanın seçilmiş olması burada yeni bir inancın hakim olduğunu simgelemektedir. Bu yapılar topluluğu tam bir simetriye göre yapılmıştır. Külliyenin ortasında camiinin bulunması şehrin en önemli dini ve kültürel merkezini oluşturur. Bazı araştırmacılara göre camiinin temelleri Havariler Kilisesi’nin üzerine oturtulmuştur. Yapının çevresindeki birimler doğru bir biçimde korunamadığından ve İstanbul depremlerinden sonra geçirdiği hasarlar sonucunda topluca günümüze ulaşamamıştır. Mimar Mehmet Tahir Ağa’ya tamir ettirilen yapı, özgünlüğünü kaybetmiş ve günümüzdeki görünümünü kazanmıştır.



Süleymaniye Külliyesi'nden İstanbul Boğazı
Aşkenazi Sinagogu
Avrupa stili görkemli dış cephesi ile bilinen bu sinagog 1900 yılında Avusturya kökenli Aşkenazlar tarafından kurulmuş olup bir zamanlar Galata’da bulunan üç Aşkenaz sinagogunun en büyüğüdür. Aşkenazlar ilk olarak 14. yüzyılda Almanya’dan buraya gelmişlerdir.
Sinagogun merkezini örten geniş ve parlak renkli kubbe yıldızlarla süslenmiştir. Avizeler Viyana’dan getirtilmiştir. Sinagogda bulunan birçok levha Almanca olarak yazılmıştır. Abanoz tahtasından yapılmış ehal’de (Tora Dolabı) bir Osmanlı kasrının mimari formu göze çarpmaktadır: kubbeleri, at nalı biçimindeki arkları ve mukarnaları (oymalı sarkıtlar) İslam mimarisinin tipik motiflerindendir.
On Emir’in yazılı olduğu çift tablet bile at nalı biçiminde şekillendirilmiştir. İki adet Azara (kadınlar balkonu) olan nadir sinagoglardan biridir. Sinagog, Aşkenaz geleneklerine bağlı kalarak Bar Mitzva, düğün gibi dini törenlerini yapmaya devam etmektedir.


bottom of page