
İslamiyetin Temel Özellikleri ve Farklılıkları
İ
slam, Hz. Muhammed’in peygamberliği ile tamamlanmış ve son şeklini almış bir dindir. Bu dinin Kur’an-ı Kerim’de belirtilen temel özelliklerini şu şekilde sıralamak mümkündü:
• İslam’da ruhbanlık yoktur. İslam, dini tekeline alan ve insanların üzerinde hâkimiyet kuran din adamları sınıfının varlığını tanımaz. Bu konuda Kur’an’da Hristiyanlar eleştirilmiştir. Rahipler Allah’tan başka rabler edinmekle suçlanmıştır.İslam, insanla Allah arasında aracı kabul etmez. Herkes Allah’a doğrudan ulaşabilir. Kişi, sahip olduğu doğru inanç ve iyi amellerle Allah’ın rızasını kazanır ve kurtulur.
• İslam amentüsünde kurtarıcı Mesih inancı yer almaz. Kur’an-ı Kerim’de Mesih inancına yer verilmemiştir. Bununla birlikte Müslüman toplumlarda zaman zaman Mesih-mehdi anlayışı ortaya çıkmıştır.
• İslam dini, bütün insanları doğuştan hür ve günahsız kabul eder. Önceki kişilerin veya önceki hayatların suçunun doğuştan geldiği inancı- na sahip olan Hristiyanlık inancını, İslam kabul etmez. Günahlar ve sevaplar, insanların ergenlik yaşlarından itibaren hür seçimleri ile yaptıkları iş ve davranışlara bağlıdır.
• İslam’da peygamberler de dahil hiçbir beşer, olağanüstü ilahî nitelikler taşıyamaz. Bundan dolayı İslam’a göre hiçbir beşerî varlık, mutlak manada mükemmel olamaz. Mükemmel olan ancak Allah’tır. Hz. İsa İslam’a göre bir peygamber iken Hristiyanlarca ona olağanüstü güçler atfedilerek tanrılaştırılmıştır.
• İslam’ın inanç ilkeleri ve ibadet esasları Kur’an-ı Kerim’de belirtilmiştir. Hz. Peygamber de dinin tebliğcisi ve uygulayıcısı olduğu için onun din ile ilgili söz ve uygulamaları olan sünnet de İslam için önemli bir kaynak olmuştur.
İslam’da inanç ilkelerinin başında Allah’a iman gelir. İslam, sadece Allah’ın varlığı açısından birliği değil, varlığın yanı sıra bütün isim ve sıfatlar bakımından da bir birlik ve tekliği vurgular.
Tevhit inancı doğrultusunda Kur’an, Cahiliye Dönemi Araplarının Allah inancının yanlışlığını vurgular ve eleştirir. Onların, Allah’ı gereği gibi takdir edemediklerini belirtir. Benzer şekilde Yahudiler ve Hristiyanlar gibi grupları da eleştirir ve onları tevhit inancına davet eder. Bu konu Kur’an’da şöyle geçer: “De ki: Ey kitap ehli, ancak Allah’a kulluk etmek, ona bir şeyi ortak koşmamak, Allah’ı bırakıp başkalarını rab olarak benimsememek üzere bizimle sizin aranızda müşterek bir söze gelin. Eğer yüz çevirirlerse; Bizim Müslüman olduğumuza şahit olun.’r:deyin.” Tevhit inancı bozulan Hristiyanlıkta, yaratıcı bir tanrının yanında onun sıfatlarını payla- şan başka tanrılara yer verilmiştir. Bu, Hristiyanlık inancında baba-oğul-kutsal ruh olarak sistemleştirilmiştir. Yahudilikte her ne kadar tek Tanrı inancı korunmuşsa da Tanrı’ya istirahat etmek gibi sıfatlar verilmiştir.
İslam’ın ibadet anlayışı, kişinin bütün yaşantısını kapsayan bir olgudur. Bu durumda kişinin çalışması, uyuması, yemesi ve yürümesi gibi bütün davranışları ibadet olarak değerlendirilir. Örneğin Hz. Muhammed, insanlara zararlı bir nesneyi yoldan kaldırmak, selam vermek gibi davranışların birer ibadet olduğuna işaret etmiştir.
Genellikle İslam’da ibadetlerin önem bakımından imandan sonra geldiği kabul edilir. Kur’an’da iyi davranışlar (salih amel) çoğunlukla imanla bir arada zikredilmektedir. Dolayısıyla imansız ibadet, gerçekte sadece riya ve münafıklıktan doğan bir gösterişten ibarettir. Bu durum Kur’an’da şöyle geçmektedir: “Ey iman edenler! Gösteriş için mal harcayan, Allah’a ve ahiret gününe iman etmeyen gibi sadakalarınızı başa kakmak ve eziyet etmekle boşa çıkarmayın. Bunun hâli, üzerinde toprak bulunan şiddetli yağmurun vurup da çırılçıplak bıraktığı büyük ve düz bir kayaya benzer. Bu gibiler, kazandıklarından hiçbir şeyi elde tutmaya muktedir olamazlar. Allah kâfirler topluluğuna hidayet etmez.”Ayetten de anlaşılacağı üzere ibadetlerde asıl olan, imanla birlikte niyet, ihlâs ve takva gibi kavramlarla ifade edilen samimiyettir.
İslam’da ibadet ve ahlakla ilgili hükümler gelişmiş ve nihai hâle gelmiştir. Hac hariç, ibadetler belirli bir yere bağlı değildir, her yerde yapılabilir. Duruma göre hem cemaatle hem de tek başına olabilir. İslam’da hiç evlenmemek veya boşanmamak gibi insan ve toplum tabiatına aykırı davranışlar yoktur.
-
İslam, kadına gerçek hakkını ve değerini vermiştir.
-
İslam’da dünya ahiret dengesi vardır. Dünya, ahiretin tarlasıdır.
-
İslam, diğer dinlerin peygamberlerini ve kutsal kitaplarını tasdik eder. Ancak bunların tahrif edilmiş olduğunu belirtir. Peygamberler arasında ayrım yapmaz.
-
İslam’da seçilmişlik ve üstünlük anlayışı yoktur. İnanan herkes,
-
İslam’da eşit haklara ve statüye sahiptir. İslam’da tövbe ve bağışlanma, kul ile Allah arasındaki bir ilişkidir. Günahlarından tövbe etmek isteyen bir kişi, herhangi kişi veya kuruma başvurmadan günahlarına tövbe edebilir.
-
İslam, akla ve bilime önem verir.
-
İslam, putperestliğin ve şirkin her türlüsüne karşı çıkar; dinî kişilerin veya varlıkların resim ve heykellerine tapılmasını, bunların ibadet yerlerinde bulundurulmasını reddeder.
-
İslam, sahip olduğu bu özellikleri başlangıçtan günümüze kadar korumuştur