top of page

VAHYİN GENİŞ ANLAMI:

   “Vahiy, İslam kültüründe hep Yüce ALLAH’ın peygamberleri aracılığıyla insanlara mesaj iletmesi şeklinde telakki edilmiştir. Halbuki bu, vahyin yalnız kurumsallaşmış kısmını ifade eder. Kur’an-ı Kerim’e göre vahyin bu kurumsal (özel) boyutu yanında, bir de genel boyutu vardır ki o da, Yaratıcı Kudret’in bütün varlıklara, yaratılış düzenine uygun hareket tarzlarını bildirmesidir. Bu anlamda vahiy, yaratılış düzeninin varlıklar tarafından algılanması ve bu düzene uygun hareketlerin sergilenmesi sistemidir. Vahyin sözü edilen bu genel boyutu, varlıklar açısından uyulması gereken bir fıtrat zorunluluğudur. Burada hürriyet ve irade söz konusu değildir. Kur’an-ı Kerim bu tür vahiyden söz ederken göklere (41/Fussilet: 12), yeryüzüne (99/Zilzal: 4-5), meleklere (8/Enfal: 11), balarısına (16/Nahl: 68-69) ayrıca Hz. Musa’nın annesine (20/Taha: 38-39) ve Hz. İsa’nın Havarilerine (5/Maide: 111) görev ve hareket tarzlarının bildirildiğini haber verir.” (Muhsin Demirci, Vahiy Gerçeği, 23)

VAHYİN SÖZLÜK ANLAMI:

“Vahâ’ fiilinin mastarı olan vahiy, sözlükte, gizli ve süratli bir şekilde bildirmek demektir. Vahyin bundan başka ilham etmek (5/Maide: 111), ima ve işaret etmek (19/Meryem: 11), fısıldamak (6/En’am: 112), emretmek (41/Fussilet: 12), telkin etmek (6/En’am: 121) ve yazmak gibi manaları vardır. Vahiy ayrıca vesvese vermek (6/En’am: 121) ve içgüdü manasına da gelmektedir. Yüce ALLAH’ın kullarına mesaj göndermesi demek olan ‘tenzil’ ya da ‘inzal’ kelimeleri de vahiy anlamındadır. Ayrıca Kur’an’da geçtiği şekliyle ilim, hikmet, şifa ve nur kelimeleri de vahiy karşılığında kullanılmıştır. Vahiy kelimesi, İngilizcede ‘revelation’ sözcüğüyle ifade edilmektedir.

Kur’an’da ‘vahy’ kökünden gelen kelimelerin geçtiği ayetlere baktığımızda bu lafızdaki ortak yönün, bir varlığın diğer varlıklarla irtibat kurması, iletişime geçmesi manasına geldiğini görürüz. Bu anlamda vahiy, bir bilgi yolu demektir.

Bundan başka bir ortak husus daha vardır ki o da, kurulan iletişimde, söyleyenin veya iletenin, kendisine söylenen ve iletileni, iletişim sonucunda, iletilen şeyin tesiriyle harekete geçirmesi, bir davranış ve tutum içine sokmasıdır. İletilen şey bir bakıma müessir faktör ve itici güç rolünü oynamaktadır. Bu, peygamber için kullanıldığında, hemen ona (söylenilene) tabi olup tebliğe başlaması, tebliğ edilen insanların da bundan etkilenerek aksiyona geçmesi manasına gelmektedir.”(Muhsin Demirci, Vahiy Gerçeği, 24)

VAHYİN TERİM ANLAMI:

“Vahiy kavramı Kur’an’a göre biri genel, diğeri de özel olmak üzere iki anlam için söz konusudur. Yani genel anlamda bütün varlıklara, özel anlamda ise yalnız peygamberlere vahyedilmiştir. Bu iki alan vahyi, sonuçları açısından zorunlu ve bağlayıcı olmakla beraber muhteva açısından farklılık göstermektedir.

Vahyin bu genel niteliğini göz önünde bulunduran bazı müellifler vahyi kavram olarak: ‘Bir manayı herhangi bir varlığa gizli ve süratli bir şekilde ilka etmek’ diye tanımlamışlar, ancak ekseri bilginler, özellikle tefsir ve hadis bilginleri vahyi hususi bir alana çekerek anlamını daraltmışlardır. Buna göre yapılan tariflerden bir kısmını şöylece zikretmek mümkündür:

Ragıb el-İsfahani (öl. 855/1451)’ye göre vahiy: ‘ALLAH’ın peygamberlerine ve veli kullarına gönderdiği ilahi sözlerdir.’

Buhari şarihlerinden Kirmani (öl. 786/1384), İbn Hacer (öl. 852/1448) ve Ayni (öl. 855/1451) vahyi: ‘Yüce ALLAH’ın, peygamberlerine çeşitli şekillerde söz ve emirler göndermesi’ şeklinde tanımlamışlardır.

Tehanevi (öl. 1158/1845)’ye göre de vahiy: ‘Yüce ALLAH’ın peygamberlerinden her birine yüce katından indirmiş olduğu ilahi sözler’ demektir.

Reşid Rıza (öl. 1354/1935)’nın tarifi de şöyledir: ‘Yüce ALLAH’ın şer’i bir hükmü, yahut benzer bir hususu vasıtalı veya vasıtasız olarak peygamberlerine ayrı ayrı bildirmesidir.’

Müellif Zerkani de, ‘Menahilu’l-İrfan fi Ulumi’l-Kur’an’ adlı eserinde vahyi: ‘Yüce ALLAH’ın kullarına bildirmek istediği hidayet ve buyruklarını, onların arasından seçtiği peygamberlerine, insanların alışık olmadığı gizli ve süratli bir yolla bildirmesi’ şeklinde tarif etmiştir.

Görüldüğü gibi yapılan tanımlar vahyin, ALLAH ile peygamberler arasında meydana gelen bir iletişim yolu olduğunu göstermektedir. Esasen bu, Kur’an’da da yaygın olarak zikredilen kurumsal vahiy demektir. Halbuki daha önce de belirttiğimiz gibi vahyin bundan başka bir de genel boyutu vardır ki, orada vahye muhatap olanlar, peygamberler dışında, yaratılış düzenine uygun hareket tarzlarını alma durumunda bulunan varlıklardır. Ancak İslam alimleri vahyi tanımlarken her nedense onun bu umumi tarafını dikkate almamışlardır. Fakat biz yapacağımız tanımda Kur’an’da yer yer zikredilen vahyin bu genel boyutunu da nazar-ı dikkate almak istiyoruz. Buna göre vahyi kavram olarak şu şekilde tarif etmemiz mümkündür:

Yüce Yaratıcı’nın, genel olarak varlıklara hareket tarzlarını bildirmesi, özel olarak da insanlara ulaştırmak istediği ilahi emir, yasak ve haberlerin tümünü vasıtalı veya vasıtasız bir tarzda, gizli ve süratli bir yolla peygamberlerine iletmesidir.

Tanımda da görüldüğü gibi vahyin genel şeklinde ikili, özel (kurumsal) şeklinde ise dörtlü bir münasebet söz konusudur.Zira, genel vahiy şeklinde, vahyedenle vahye muhatap olanlar arasında vasıta olmadığı için, vahyin başlangıç noktasında ALLAH, bitiş noktasında ise varlıklar bulunmaktadır. A (ALLAH) V (Varlıklar).

Diğerinde, yani kurumsal vahiy tarzında da her ne kadar vahyin başlama noktasında ALLAH, bitiş noktasında peygamberler bulunmakta ve her iki taraf arasındaki iletişimi de aracı melek gerçekleştirmekte ise de, son nokta peygamberler değildir çünkü vahiy, yalnız peygamberlerin şahsına yönelik olmayıp, bir anlamda onları da aracı kılarak insanları dünya ve ahirette mutlu kılma hedefine yöneliktir. Durum bu olunca denilebilir ki, vahyin özel şekli yani kurumsal vahiy, üç değil, dört zat arasında gerçekleşen bir iletişimden ibarettir. A (ALLAH) M (Melek) P (Peygamber) İ (İnsan).

Bu açıklamalardan sonra kısaca şunu da belirtmeliyiz ki, vahiy lafzı mastar olarak ele alındığı takdirde yukarıda tanımladığımız anlamı ifade eder. İsim olarak nitelendirildiğinde ise, peygambere gönderilen vahiy muhtevası manasına gelir yani ikinci anlamı itibariyle ilahi din de, vahiy demektir.” (Muhsin Demirci, Vahiy Gerçeği, 26)

Islamiyet

  • Grey Instagram Icon
  • Grey YouTube Icon
  • Grey Facebook Icon
bottom of page